Elektrikli Araçlar Hakkında Bilgiler
Doğa dostu bir ulaşım için elektrikli araçların kullanımı son dönemlerde zirve yapmış durumdadır. Aslında elektrikli araçların keşfedilmesi ve piyasaya sürülmesi bundan çok uzun yıllar öncesine dayanmaktadır. Dünyada ilk elektrik araç (Electric Vehicles – EV) 1830’lu yıllarda İskoçya’nın Aberdeen kentinde tanıtılmıştır. O dönem içerisinde çok beğenilen bu teknoloji Londra sokaklarında elektrikli taksilerin ortaya çıkmasına bile sebep olmuştur. Ancak dönemin şartlarında petrolün çok fazla olması, petrol üretiminin artması ve bunlarla paralel olarak petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte, elektrikli araçlar insanların gözünden bir anda düştü ve piyasadan silinme noktasına geldi. O dönem içerisinde elektrikli araçlarla ilgili karalama kampanyaları da çok sıklıkla yapıldı ve bu teknoloji rafa kaldırılarak yerine fosil yakıt tüketen araçlar piyasaya hâkim hale geldi.

Son dönemlerde küresel ısınmanın artması ve fosil yakıtların Dünya genelinde azalmasıyla birlikte elektrikli araçlar yeniden popüler hale geldi. Benzin fiyatlarının günden güne artması ve ülkelerin dışa bağımlılıklarından kurtulması içinde elektrikli araçlar önemli bir yere sahiptirler. Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı çevre raporlarına göre, dizel araçlar ve benzinli araçlar yüksek karbon salınımı sebebiyle atmosferin dengesini olumsuz etkilediği kesinleşmiş durumdadır. İşte bunlardan dolayı içten yanmalı motorlu araçlar yerine doğa dostu araçların trafikte daha fazla yer alması hızlanmıştır. Belki uzun yıllar alacak ancak fosil yakıt tüketen otomobiller yıllar içerisinde ortadan kalkacak.

Dünya genelindeki birçok otomobil üreticisi son yıllarda kaynaklarının önemli bir kısmını elektrikli araç üretimi için ayırıyor. Sadece araç üreticileri değil farklı teknoloji firmaları da elektrikli araçlar için batarya üretme konusunda yenilikçi adımlar atıyor ve AR-GE çalışmaları yürütüyor. En başta Avrupa Birliği olmak üzere birçok ülke, elektrik araç üretimini ve kullanımını teşvik edici yasal süreçleri hızlandırmaya başlamış bulunmaktadır.

   

Elektrikli araçlar adından da anlaşılacağı gibi fosil yakıt tüketen otomobiller gibi içten yanmalı motor kullanmazlar.  Benzin yerine elektrik, içten yanmalı motor yerine elektrik motorundan güç sağlarlar. Bu araçlardaki kullanılan elektrik motorları batarya ve pil setleri ile çalışırlar. Tabi ki model bazında incelendiğinde batarya türleri farklılık gösterebilirler. İçten yanmalı motorun çalışma şekline göre doğru yakıt alınması araçların emniyeti ve sağlığı açısından kritik bir öneme sahiptir. Elektrikli araçlarda ise güç için sadece AC (Alternatif Akım) ya da DC (Doğru Akım) kullanan bir elektrik kaynağının olması yeterlidir.

Elektrikli araçların çalışabilmesi için motora gelen güç, bataryada depolanan elektrik enerjisi üzerinden sağlanır. Elektrikli araçlarda enerji dönüşümü güç kaybı olmadan gerçekleşir. Fosil yakıtlı araçlarda ise yakıtın yanması ile birlikte ortaya çıkan enerjinin ortalama yüzde 25’i kullanılabilir. Elektrikli araçlarda kullanılan motorlar, doğrudan alternatör (alternatif akım üretici) olarak çalışması sayesinde mekanik enerjiyi başka ileticiye gerek olmadan elektrik enerjisine dönüştürür. Bundan dolayı elektrikli araçlarda egzoza gerek yoktur.

Elektrikli araçların avantajları arasında sıfır karbon salınımı en çok öne çıkan özelliklerinden biridir. Elektrikli araçların çevreye duyarlılığı geleneksel araçlara göre en büyük farkıdır. Ayrıca geleneksel araçların yarattığı ses kirliliği bilinmektedir. Ses faktörü açısından da elektrikli araçlar en konforlu araçlardır. Elektrikli araçlar ayrıca sürüş performansı (konforlu bir sürüş keyfi), batarya dolum maliyeti ve düşük bakım masrafları gibi diğer yönlerden de farklı avantajlar sağlamaktadır. Son yıllarda piyasada elektrikli araçların artmasıyla birlikte artık şarj istasyonları noktaları da artış göstermiştir. Elektrikli araçların dezavantajları arasında yüksek fiyatları en olumsuz yanlarından biridir. Batarya şarj süreleri için AC (Alternatif Akım) istasyonlarında 6-8 saatte tam kapasiteye ulaşırken, DC (Doğru Akım) istasyonlarında 40-50 dakikalara kadar inebilir. Bu süreler tabi ki akaryakıt ikmalinin çok çok üstünde süreler ancak ilerleyen yıllarda bu sürelerin azalması için AR-GE çalışmalarının sürdüğünü söylemek gerekir. Bazı elektrikli araç (Electric Vehicles – EV) üreticileri piyasaya sürdükleri bataryalar için ekstra kira masrafı yansıtmaktadırlar. Bu durum dezavantaj gibi görünse de pil kiralamanın getirdiği iyi yanlarda vardır. Kiralama işleminde batarya performansı azaldığında üretici firma tarafından yenisinin sağlanması sözleşmeye eklenir. Bunun sebebi batarya sigorta ödemelerinin kira tutarının içerisinde yer almasıdır. Pil kirası olmayan araçlarda ise markalar, batarya bakım ve değişimini satın alma ücretine yansıtarak tam garanti ve bakım desteği sunarlar.

Elektrikli araçlar konusunda markalar gün geçtikçe kendilerini geliştiriyorlar ve ilerleyen zamanlarda bu araçların daha çok gelişeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Artık fosil yakıt tüketen araçların hem doğa hem de insanlar için zararları göz önünde olduğu için bundan sonraki yıllarda elektrikli araçları dünyanın her yerinde trafikte fazlaca görmemiz kaçınılmaz bir gerçek olacaktır.